Liberal Eğitim Programı


Null, (2011)’e göre Liberal eğitim temellerini Liberalizmden almıştır. Liberalizm entelektüel bir özgürlüğü tanımlamanın yanında, devletin merkeziyetçiliğine, mutlakiyetçiliğine karşı duruş   olarak da   tanımlar. Bu duruşu açıklamak gerekirse devletin müdahalelerine karşı sivil özgürlüklerin kazandırılmasıdır. Liberalizm fırsat eşitliğini savunmuştur. Burada herkesin eşit olarak görülmesi değil herkesin “eşit ahlaki değere” sahip olduğu   ifade edilir. Liberal bakışın kökünde 2000 yıllık bir sokratik bakış vardır. Liberal eğitim Platon ve Aristo’nun görüşlerine dayanan özünde özgürlük kavramı yer alan bir eğitimdir. Bireyin özgürleşmesi, özgürce düşünebilmesi, kendi anlayışını oluşturabilmesi ve bunların değer görmesi anlayışını içerir. Liberal eğitim aklın gelişimini destekler. Bilgi bilgi içindir görüşünü benimser. Bireyin aklının gelişmesi için eğitim sınırlandırılmamalıdır. Bu anlayışta dogmatik öğretim metotlarının ve konu alanının ön plana çıkması kişinin deneyimleyerek ve problem çözerek öğrenmesini engeller düşüncesi hakimdir.
 Liberal eğitim; bireyin entelektüel anlamda bağımsız düşünebilmesini, geniş görüşlü ve hoşgörülü olmasını hedefleyen bir eğitimdir. Bu eğitimin de demokratik okullar tarafından sağlanacağı kesindir. Liberal program anlayışı ise programın merkeziyetçiliğini reddeder. Programın yerinden yapılmasını ve yürütülmesini savunur. Liberal eğitim bakış açısı da liberal eğitim programı içerisinde yer alan unsurlara öğretmen, öğrenci, konu alanı, bağlam ve eğitim   programının hep birlikte düşünüldüğü bir bütüncül yaklaşımı savunur.
Null ve Schwab, eğitim programının içinde bulunan üç farklı boyutu ele alarak, eğitim programı yapma işini soyutluktan somut hale getirmiştir (Bunlar uygulama, hedef, kaynaşıklık boyutudur).Program yapmada bu üç boyutun diğer dört boyutla (hedef, içerik, eğitim durumları, değerlendirme) birlikte ele alınması kastedilmiştir. Bu birlikte ele alınışı, Reid “Curriculum Map” şeklinde resmetmiş ve Null bunu açıklamıştır. Bobbitt ve Charters eğitim programını yapma sürecini uygulamadan başlamasına dikkat çekmekten ziyade hedef, içerik, eğitim durumu, değerlendirme süreçlerini bölüm bölüm incelemiş bununla eğitim programı yapmaktan ziyade eğitim programı geliştirmeye odaklanılmasına sebep olmuştur. 
Liberal eğitimin tarihine baktığımızda antik Yunan yönetici sınıfındaki elitlerin ya da aristokratların eğitimi için bu sistemin ön plana çıkarıldığını görüyoruz. Toplumun lideri olan bireylerin akıl, mantık, bilgelik, muhakeme, öz disiplin gibi özelliklerinin geliştirilmesi hedeflenmektedir. Hristiyanlıkla birlikte liberal eğitimde inanç, umut, sevgi gibi erdemler de ekleniyor. İsa tüm insanlık için öldüğünden eğitimde tüm insanlığa hizmet etmeli fikri ortaya çıkar.  Demokrasiyle birlikte herkese eşit eğitim anlayışı ile eski zamanlardan kalan elitist eğitim anlayışı kalkıyor. Eski ideallere (antik ideallere) bağlı liberal eğitim mi yoksa ekonomiye dayalı mesleki eğitimi mi? tartışması çıkıyor. Biri bireyi düşünsel anlamda özgürleştiriyor, diğeri toplumsal ekonomiye katkı sağlayan fikirleri içeriyor. İşte bu noktada Schwab’ tan söz etmek gerekir. Eski antik çağdan kalan liberal eğitime insani yöne kazandıran  Schwab, bu eğitimin üst sınıfa ait olmasını ortadan kaldırmaya çalışmıştır. Schwab liberal eğitimde mutlak bir ideolojiyle yola çıkıp programı bu ideoloji üzerine kurgulamaktansa liberal eğitimin özgürleştirici yanının programın oluşturulması aşamasında kullanılması gerektiğini savunuyor. Schwab program yapmanın uygulamadan bağımsız bir süreç olmadığını savunur. Schwab’ın “curriculum making” tanımını kullanması program geliştirme sürecinin uygulama ve yöntemsel olduğunu ifade etmek içindir. Schwab uygulamadan yola çıkıyor. Bilimsel araştırma odaklı, proje odaklı program yapmayı kastediyor. Amaçları yapmak için de uygulamaya bakmak gerekir ifadesini kullanıyor. Kuzey Avrupa ülkeleri tam anlamıyla bunu yapıyor. Panelden örnek verirsek  öğrenme ortamlarında videolar çekerek uygulamayı inceliyorlar ve öğrencilerin  üst düzey becerilerini geliştirmek için bilimsel bir süreç takip ediliyor. Schwap program geliştirmenin beş yapı taşının öğretmen, öğrenen, konu ve bağlam olduğunu ifade eder. Schwab bunların en önemli ögeler olduğunu ifade ediyor. Hepsinin rolünün eşit öneme sahip olduğunu düşünüyor. Schwab Tyler’ın program geliştirme modelini eleştiriyor. Tyler’ın körü körüne teorilere bağlı kalmasını programı uygulamadan uzak tutması bağlamında eleştiriyor.
Null,W. (2011) ‘de müzakereci bir program geliştirme süreci var. Bu da hem yatay hem de dikey düzlemde temsil edilen farklı görüşlerin ortak bir müzakere alanında toplanması aslında. Bu da  farklı felsefi, politik, değer ve inançlara sahip kurum ve bireylerin programın oluşturulmasında müzakereci bir anlayışı ortaya koyar.John Dewey’in felsefesine damga vuran düşünce pragmatizm, öğrenci merkezli doğal bir öğrenme ortamı önermesi ve “Eğitim yaşama hazırlık değil yaşamın ta kendisidir görüşünü benimsemesidir.
Kridel, C. (2010)’da genel eğitimin içeriğinin deneyimleri, bilgileri, akıl özellikleri veya becerileri sağlayacak mı şeklinde bir sorgulama ile başlar. Bu tasarım konularına katılmak 4 temel tür genel eğitim programlarına yol açmıştır.
1-Ayrı konulardaki genel eğitim, en geleneksel türü temsil eder. Bir dizi dersten oluşur.
2-Temel eğitim programı olarak genel  eğitim, bilgiye odaklanır.
3- Öğrenme özellikleri olarak genel eğitim, içeriği, deneyimleri ve bir dizi belirli özellik ve beceriyi geliştirmek için bir mekan olarak görülür.
4- Sorgulama modları veya araştırmalar olarak genel eğitim, bilgi ve deneyimleri öğrenmek ve anlamak için temel anlam ve yöntemleri belirleyen daha soyut bir genel eğitim anlayışıdır.
Daniel Bell’in 1966’da yayınlanan Genel Eğitim Reformu’nda açıklanan Columbia Üniversitesi’nde program tasarlama çabaları, araştırma sürecinde kavramsal birliği sağlamak için bir araştırma yöntemi olarak ortaya çıkmıştır. Genel eğitim, çekirdek terimini kullanırken, standart testler için ortak bilgileri tanımlamanın bir yolu olarak görülmektedir. Genel program tasarımının bir parçası olarak genel eğitim şimdilik uykuda.
Liberal arts; Hebert Spencer” Hangi bilgi değerlidir.” şeklinde ifade edilen bu soruyla giriş yapmak dikkat çekici olabilir. Liberal bilimler anlamını taşır. Eğitim programlarında ana derslerdir. Antik çağda yedi özgür bilimi ifade eder. Okul ve eğitim dünyasında öğretilen çeşitli bilim dünyasında öğretilen çeşitli bilim ve sanat alanlarını belirtir. Bunlar Gramer, Mantık, Retorik, Aritmetik, Geometri, Müzik, Gökbilim ’dir. Liberal arts aslında eğitimin temel içeriğidir. Liberal arts profesyonel, mesleki ve teknik eğitime karşı geniş entelektüel bilgidir. Genel akademik dersler, geleneksel beşerî bilimlerden farklı olarak özel bir alanda uzmanlaşmaya (Core curriculum) yöneltir. Kilisenin ahlak konusu gündeme getirmesiyle liberal arts temel bilimlerden uzaklaşmıştır. Ahlakın temel bilimlerde olup olmaması noktasında tartışmaları çıkmıştır. (Kant gibi) Bu sekülerizm ve kilisenin güç savaşı sonucudur. 200 yıl öncesinde entelektüel kişiler yetiştirme anlayışı aslında tam da liberal artsı açıklar bize. Yani bu temel bilimlerle devletin yöneticileri, üst görevlileri yetiştirilirdi. “Din” ve “ahlak” kilisenin liberal arts içerisine yerleştirmeye çalıştığı iki tehlikeli kavram olarak karşımıza çıkmıştır. Batı eğitiminde çok önemlidir. Bütün programlar liberal bilimler etrafında şekillenir (bu çekirdek program). Önce Avrupa’da sonra Amerika ‘da ortaya çıkmıştır. Bir alanda uygulamaya yönelik bilgiler kadar çok yönlü gelişimi sağlayacak temel bilgiler (Matematik, Edebiyat gibi) ve metafizik bilgileri (Politika, ahlak gibi) de önemlidir. Bu sebeple temel bilimler önemli bulunduğu gibi bilgi bakımından da eski Yunan felsefesine dayalı bir liberal eğitim anlayışı olduğu için günümüz eğitim sisteminde   varlık gösterip göstermemesi gerektiği de düşünülmelidir.
Ülkemizde eğitimde bir gruplaşma söz konusudur. Bu da sınıfsal ayrıma sebep oluyor. Eğitim sistemimizin liberal eğitim anlayışının etkisiyle kurgulanmış olduğunu söyleyebiliriz; Milli eğitimin temel amaçlarında liberal eğitim yaklaşımının izleri açıkça görülebilmektedir. Ülkemizde eğitimin özgürlükçü anlayışın üzerine tasarımlandığını varsayarsak, sormamız gereken bazı sorular şunlardır: Bizler özgür bireyler olarak mı yetiştik? Farklılıklara saygılı ve önyargılardan arınık kişiler miyiz?
William A. Reid’in Program Haritası
Dikey eksen programın kurumsal yönünü gösterirken yatay eksen uygulamayı göstermektedir. Dikey kısmın üst kısmı; toplumsal kurumları kabul eden, varlığa inanan görüşü temsil eder. Bu görüşü taşıyanlar programı sosyal reformu körüklemek için kullanılması gereken bir araç olduğuna inanırlar. Programın etkilerinin   iyi, olumlu, tarafsız olduğunu varsayarlar. Toplumsal kurumlar olarak, okul, eğitim, yargı, politik kurumlar, sivil toplum örgütleri, gelenek, kültür, tarih   kabul edilir. Weber bu yapıların devleti ayakta tutan güçlü yapılar olduğunu ifade eder. Program bu yapıda bir kez kurumsallaşmışsa eğer eğitim programı etkililiğini ortaya koymuş demektir. Örneğin TTK tarafından yapılan programlar doğru olarak kabul edilir. Bu görüşü savunanlar için MEB’in programı yapmış olması doğru yapmış olması demektir. Sistematik, pragmatik anlayışı kurumların yapması gerektiğine inanırlar. Dikey eksenin alt kısmı; Toplumsal yapıları reddeden görüşlerdir. Bunların toplumsal yapıların oluşturduğu programların yansız olmadığını, doğru olmadığını savunurlar. Bu görüş sahipleri, programlar geliştirici değil diye düşünür ve toplumsal yapıları reddederler. Burada radikal ve varoluşçu anlayış vardır. Yatay eksenin sol tarafı ideallere inananları temsil eder. Birey için, toplum için   en iyisi neyse programların bu yönde yapılmasını savunuyor. İdeal olan neyse ona bakalım düşüncesi hakimdir burada. Program yapmayı ideallerle benzer tutarlar. İdealleri   programla uygulamaya geçirmeyi savunurlar. Yatay eksende radikal ve varoluşçuluk hakimdir. Yatay eksenin sağ tarafı idealleri reddedenleri temsil eder. Yansız denilen bir bilgi yoktur. Kuramlar bizi buraya götürüyorsa bu yanlıdır ve bu yanlıştır. Doğru olanı bulmak için uygulamaya bakmak gerekir. Uygulamaya bakarken uygulamadaki alanlar (öğretmeneler, okullar). Benim için faydalı olan   neyse doğru olan odur fikrini benimser. Böylece bilimselliği reddeder. Bu kısımda pragmatik ve varoluşçu anlayış söz konusudur.
Sonuç olarak liberal eğitimi bir yerden kurtuluş şeklinde anlamak gerekir. Entelektüel düzeyde en üst düzeye ulaşmış bireyleri yetiştirme anlayışı vardır. Bu anlayışta Gramer, Mantık, Retorik, Aritmetik, Geometri, Müzik, Gökbilim bunlar iyi düşünmeyi öğretir. Bu iyi düşünüş üst sınıftan olan gençleri iyi bir yönetici yapar anlayışı hakimdir (Bknz.Null sayfa:181).

    KAYNAKLAR

Kridel, C. (2010). Encyclopedia of Curriculum Studies. London: Sage Publicaitons.
Null,W. (2011). From Theory to Pracitice. UK: Roman & Littlefield Publishers.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder