Müzakere
kavramı daha çok hukuk alanında kullanılan bir kavram olmasına karşın program
alanındaki müzakere kavramı ile de benzerlikler göstermektedir. İyi program
yapabilmek için sosyal bir sürece ihtiyaç vardır.
Müzakereci
geleneğe gere program yapma yalnızca konu alanı uzmanı olan bir grup insan
tarafından yürütülmemelidir. Program konu alanı uzmanları ya da programı
denetlemekle görevlendirilmiş görevliler tarafından kontrol edilmelidir. Program
yapmaya da müzakere rehberlik etmelidir. Program sorunları teorik bilgi üretimi
ile çözülemeyeceğinden programlar teori ve uygulamayı birleştiren müzakere
geleneği ile inşa edilmelidir. Müzakere program yapma sürecine yöntemsel olarak
yön verirken teorik bilginin uygulamayı gerekçelendirmesini sağlar.
Müzakereci
gelenek okurların programın ne olduğu ve ne olması gerektiği ile ilgili katkı
sağlamaya davet etmektedir. Her katılımcı katkı sağlamalıdır. Vatandaşlar
programa katkıda bulunma potansiyeline sahiptir. Ancak verilen çerçeve içinde
çalışmaya istekli olmaları gerekmektedir. Müzakere sürecinde öğretmenler,
veliler, iş dünyası liderleri, politikacılar vb. olmalıdır. Bu bağlamda
programın biraz adalete benzetilebilir. İkisi de gerçekleşmeye çalışır ancak
varış noktası belli değildir.
İngiliz
filozof William Reid’in müzakereci program hakkında pek çok görüşü vardır ancak
bunlardan en temel olanı “bütün programlar evrensel liberal eğitime ulaşmak
için çabalamalıdır” şeklinde olandır. Liberal eğitim Antik Yunan ve Roma’da genç
erkekleri özellikle yöneticilik için hazırlayan eğitimdir. Liberal eğitim
mükemmelliği arar. Liberal olarak eğitilen kişinin kalbinde bütünlük ve
özerklik var. Öğrencileri sosyal, politik, ahlak ve entelektüel beceriler
açısından mükemmel olmaya zorlar. Müzakereci program hem bir ideal hem bir
eylem planıdır. Yaratıcılık, zihinsel özgürleşme sağlar. Nasıl bir birey
yetiştirilmeli noktasında liberal eğitimle birleşmektedir. Eğitim programlarına
liberal arts konulmasını önerir. Aslında bu noktada müzakereci programın sadece
yöntemsel olmadığını düşünüyorum. Çünkü liberal eğitimle amaçlar açısından
birleşiyor. Yoğun bir içerik seçkisi öneriyor. Bunu yaparken müzakereci
yöntemin kullanılmasını öneriyor. Hem ahlaki hem de entelektüel olarak insanın
yüceltilmesini önemsiyor. Teori ve pratik birbirinden ayrılmaz ahlak ve
entelektüel gelişimi sağlamak ve bu yolla bireyi özgürleştirebilmek için konu
alanı araç olarak görüyor.
Sistematik
ve radikal gelenekleri eleştiren müzakereci program anlayışı uygulamacıların başkasının
uzmanlığını uygulayan teknisyenler olmaması gerektiği görüşünü savunur.
Sistematik bakış açısı öğretmenlere formüller vererek belirsizliği kaldırır.
Ancak hiçbir formül her koşulda dikkate alınamaz. Uygulama dünyasında ortaya
çıkar. İyi bir program yapımında her olası senaryoyu hesaba katmak gerekir. Müzakereci
program öğretmenlerin teknisyenliğini eleştirmektedir.
Müzakereci
program öğretmenin program yapma sürecinde aktif olmasını önermektedir. Çünkü
öğretmen sınıf ortamını en iyi bilen kişidir. Gerçekleri bilir, olası sorunları
tahmin eder ve çözüm yolları getirir. Müzakereci bakışta öğretmen hem sanat hem
de bilim yapmaktadır. Maalesef ülkemizde öğretmenlerin deneyimlerinden
yeterince yararlanılmadığı gibi özellikle onları küçümseyici ifadelerle motivasyonları
da düşürülmektedir. Öğretmenler kendilerini geliştirmedikleri, program yapma
süreçlerine aktif katılımda bulunmadıkları noktalarında akademik ortamlarda,
hiç okul, sınıf ortamı bilmeyen, öğretmenlik yapmamış kişiler tarafından
eleştirilmektedir. Öğretmenin gücü programı yapan herkesi gücünden fazladır. Şu
unutulmamalıdır ki, program kâğıt üzerinde ne kadar mükemmel olursa olsun her
türlü bağlamda onu uygulanabilir kılabilecek tek kişi öğretmendir. Ülke olarak
başarıyı yakalamak istiyorsak başta öğretmenlerin gelişimlerini teşvik
etmeliyiz diye düşünüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder