Liberal eğitimle ilgili yaklaşık üç
hafta boyunca okumalar ve tartışmalar gerçekleştirdik. Her birinde aklımdaki
temel soru “iyi bir şey mi-kötü bir şey mi?” şeklindeydi ve kendimce buna yanıt
aradım diyebilirim. Ancak kavramın ifade ettiği anlam, yorumlanması ve
uygulanmasının çok çeşitlilik içerdiğini fark ederek bu çabanın boş olduğunu
düşündüm. Guy Senese’in ziyareti de şu anki farkındalığımda oldukça etkili oldu
aslında. Genel olarak eğitim, okul, toplum ve öğretmen üzerinde söylemlerde
bulunsa da liberal eğitimin özünde olumlu bir amaç içerdiği mesajını verdiğini
düşünüyorum. Freire’ye yaptığı atıflarla eğitimin bireyi özgürleştirmesi,
ezmeye karşı olması, sosyal adaleti destekleyerek mutlu bir yaşam sürdürmeye
hizmet etmesi gerektiği vurgusu oldukça etkiliydi bence. Özellikle bu amaca
aracı olabilecek pek çok kaynağın (ders kitabı, konu alanı, testle-sınavlar
vb.) amaçlaştırıldığı günümüz koşullarında defalarca altını çizmeli belki de.
Bu bağlamda liberal eğitim ile neoliberal eğitimin ortak bir kavramdan
türetilmiş gibi görünse de tamamen farklı anlamı ifade etmesini de göz ardı
etmemek gerekir. Evet yine özgürlükten bahsediliyor belki ama bireysel
çıkarların öne çıkarıldığı ve rekabetin desteklendiği bir sistemle ezen-ezilen
grupların toplumda yeniden üretiminin söz konusu bir özgürlük anlayışı var
neoliberal bakış açısında. Okullardaki yansımasının bir sonucu olarak da
başarılı olmak için yarışma zorunluluğu, başarısız olduğunda iş-meslek
edinemeyeceği ve bunun kendi yetersizliğinden kaynaklandığı fikrinin
özgürleştirmek bir yana çaresizleştirdiğini düşünmekten kendimi alamıyorum
maalesef.
Üniversite ile ilgili olarak da
liberal eğitimin yüksek öğretim kademesi için daha uygun olduğunu okuduğumuzu
hatırlıyorum. Ancak bu dersten sonra artık üniversitede bile özgürleştiren bir
eğitimden bahsedilemeyeceği izlenimine kapıldım. Programlardan tarih, edebiyat
ve sanat derslerinin çıkarılması, belli bir mesleğe hazırlık, önceki
kademelerde olduğu gibi eğitim süreci sonunda bir sınavla test edilecek ve
geleceği belirlenecek olmak pek de bir değişiklik olmadığını gözler önüne
seriyor açıkçası. Dolayısıyla Senese’in üniversiteyi “dışarıda boş boş dolaşmak
yerine uğranan, belli bir zaman geçirilen bir yer” ironisinin önemli olduğunu
düşünüyorum. Böyle bir üniversite gerçeği söz konusuyken eğitimin ve eğitimli
insanın niteliği hakkında da umutsuzlaşıyor insan ister istemez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder