Son yıllarda gündemimize oturan ve her
defasında başarısız olduğumuz dile getirilen PISA, TIMMS gibi uluslararası
sınavların programlarımızda etkilerini görmekteyiz. Program yöneticileri
değişim nedenlerini açıklarken bu sınav sonuçlarına sığınmakta bana göre de
bahane olarak görülmektedir. Bu sınavlarda başarısız olma nedenlerimize yönelik
çalışmalar yerine programlar değiştirilerek çözüm aranmaktadır. Değişen
programları incelediğimizde ise sadece konu yerlerinin değiştiğini görmekteyiz.
Ben bu durumu kılıfına uydurmak deyimiyle açıklayabilirim. Çünkü fen bilimleri
öğretmeni olarak her değişen programda ders yükünün daha çok arttığını ve
verilen sürenin de çok kısıtlı olduğunu görmekteyim. Acaba bu programlar bir
sonraki sınavlarda başarılı olmamızı sağlayacak mı? Değişimin hangi yönü
başarıyı getirecek, bu duruma cevap verebilmemizin zor olduğunu düşünüyorum.
Derste tartıştığımız TÜSİAD’ın programlara
olan etkisi benim için tartışmalı bir konudur. Küreselleşen ekonomi ve gittikçe
içimize işleyen iş gücü piyasası neredeyse besin piramidindeki çürükçüller (her
basamakta bulunması ve her basamağı doğrudan etkilemesi yönüyle) basamağını
oluşturmaktadır. Peki, bu duruma nasıl çözüm getirebiliriz? Yani tamamen
etkisini kaldırabilmemiz mümkün müdür? Bu konuda benim cevabım elbette hayır
olacaktır. Yapabileceğimiz en büyük katkı ise iş gücü piyasasına bireyler
yetiştirirken onların eleştirel bakış açılarını etkilemek olacaktır.
Ülkemizde eğitime yönelik eleştirel bakış açılarını
incelediğimizde ben bu konuda oldukça yetersiz olduğumuzu düşünüyorum. Geçmişte
programlar üzerine çalışmalar yapan hocalarımızın da bu konuya değinmeyerek
akademik alanda daha güvenilir yer edinme çabalarının olduğunu söyleyebilirim.
Keşke bizler de lisans eğitimimizde eleştirel bakış açımızı geliştirecek bile
demiyorum kıvılcımlandıracak bir ders alabilseydik. Bu derste bu cümleleri
yazıyor olabilmem de benim için çok büyük bir gelişmedir diyebilirim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder