Liberal Eğitim Programı (2) - Yazar: Emine Kutlu


Liberal eğitim sistemini tartışmaya devam ettiğimiz bu haftada Peters’ın kitap bölümlerini[1] ele aldık ve liberal eğitime ilişkin sistemin kendi içinde var olan belirsizlikleri ve çelişkileri değerlendirdik. Bilgiye ve anlamaya (knowledge ve understanding) önem veren liberal eğitim sistemi bireyi çevreleyen sınırlılıkları ortadan kaldırıp onu özgürleştirmeyi hedefliyor. Bu bağlamda da öne çıkan üç özelliği var: “bilgi, bilgi için öğrenilmelidir” anlayışı, tek bir alana hakimiyetten ziyade disiplinler arası anlayışla bireyin çok yönlü (all-round) gelişimi ve dogmatik öğretim yöntemlerine karşı durarak bireyin otonom ve özgün (autonomous, authentic ve self-originated) olması. Günümüzde bunların her biri kendi içinde birtakım belirsizlikler ve çelişkiler barındırmaktadır. Eski Yunandaki liberal eğitim anlayışı içerisinde bu alanlar – belki – net bir şekilde açıklanabilirken günümüz eğitim sistemlerinde karşılık bulduğu anlamıyla liberal eğitimde bu alanlar tartışılmaktadır.

Öncelikli sorun bireyin ne amaçla bilginin peşinden koştuğuna ve hangi bilginin değerli olduğuna ilişkin ortaya çıkıyor. Liberal eğitim sisteminin temellerinin atıldığı eski Yunanda “okulda” eğitim alan bireyler seçkin, belli bir zümreye ait, muhtemelen yöneticilik gibi üst düzey görevlerde yer alacak, topluma liderlik edecek erkek bireylerdi ve bu bireylerin entelektüel gelişimleri için gerekli olan bilginin teorik/felsefi bilgi olduğu görüşü hâkimdi. Bu sebeple, birey ancak merak ve ilgi duyarsa bu bilgiye ulaşmak istiyordu ve insan aklını geliştiren bu kuramsal/felsefi bilgi değerli görülüyordu. Topluma liderlik edecek entelektüel bireyleri yetiştirmeyi hedefleyen liberal eğitimin “bilgi, bilgi için öğrenilmelidir” ve “kuramsal/felsefi bilgi uygulamaya yönelik bilgiden değerlidir” anlayışları o çağ için belki bir sorun teşkil etmiyordu ancak günümüzde bunların ne derece doğru olduğu sorgulanmaktadır. Bunun yanı sıra hangi bilginin bireyin entelektüel gelişimini sağlayacağı da tartışılmaktadır. Temel felsefesine baktığımızda liberal eğitim bireyin doğrunun peşinde koşmasını ve sorgulamasını sağlamakta, salt kuramsal/felsefi bilgiyi içermekte ve bu bağlamda bireyin entelektüel gelişimini hedeflemektedir, ancak günümüzün pragmatik dünyasında liberal eğitim verdiğini iddia eden okullarda ön plana çıkarılan bazı konu alanları yaşamda bir karşılık bulamadıklarından öğrenciler tarafından çoğunlukla “ilişkisiz, alakasız, havada ve hatta gereksiz” görülmekte ve dolayısıyla da eğitim hedeflerine ulaşılamamaktadır. Bu durum biraz da ikinci sorun alanına ilişkin. Liberal eğitim disiplinler arası bir yaklaşımla çok yönlü, entelektüel, sofistike bireyler yetiştirmeyi hedefliyor ancak hangi alanlar ön plana çıkmalı, bu alanları kim belirlemeli, bunların birbiriyle ilişkisi ne/nasıl olmalı, bu ilişkiyi kim kurmalı gibi sorular günümüzde yanıtsız kalmaktadır. Bu sorular da üçüncü sorun alanına işaret etmektedir. Autonomous, authentic ve self-originated bireyler yetiştirmeyi hedefleyen liberal eğitimde otoritenin – eğitim kurumlarının ve öğreticilerin – gerek konu alanlarının belirlenmesindeki etkisi gerekse bireyler üzerindeki etkisi (motivasyonları, birtakım inanç sistemlerinin farkında olmadan bile empoze edilebilecek olması gibi açılardan) günümüzde liberal eğitim sisteminin tartışılmasına yol açmaktadır.

Bu sorunlar çerçevesinde kendi görüşlerimi paylaşmak istiyorum. Bugün bireyler yaşamlarının her anında bilgiyle donatılmış durumdalar ve bu bilgiye ulaşmak her geçen gün daha da kolaylaşıyor. Bireylerin ne amaçla okula gittiğinin ya da bilgiyi ne amaçla öğrendiğinin sınırlarını keskin çizgilerle çizmek günümüzde pek mümkün değil diye düşünüyorum. Tıpkı “yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan çıkar?” hikayesinde olduğu gibi birey bilgiye merak ve ilgi duyduğu için mi ulaşmak istiyor yoksa bilginin peşinde kullanışlı (gündelik hayatta ve mesleki anlamda) olduğu için mi koşuyor, bireylerin öğrenme motivasyonları nedir, bunu bugünün öğrencileri nezdinde siyah-beyaz şeklinde belirlemek kolay değil. [Doç. Dr. Berna Aslan: Burada bireylerin mi yoksa sistemin mi liberal eğitim düşüncesinde etkili olduğunu iyi anlamak ve tartışmak gerekir.] Bazı konu alanlarında, durumlarda veya yaşantılarda biri diğerine kıyasla ön plana çıkabilir ancak ben her ikisinin de iç içe geçtiğini ve her bireyde her ikisinin de bulunduğunu düşünüyorum. Bu oldukça bireysel olan durumu şu yaş grubunda, şu bireylerde böyledir gibi genelleyerek bir sistem kurgulayabileceğimizi sanmıyorum. Hangi bilgi önemlidir sorusu çerçevesinde ele alacak olursam bir alanda uzmanlaşmaya yardımcı olacak uygulamaya yönelik bilgiler kadar bireyin çok yönlü gelişimini sağlayacak temel bilgileri (matematik, edebiyat gibi) ve metafizik bilgileri (politika, ahlâk gibi) de önemli buluyorum. Bu sebeple de “önemli bulduğu bilgi” bakımından eski Yunan felsefesine dayalı bir liberal eğitim anlayışının günümüz eğitim sistemlerinde tek başına varlık gösterebileceğini düşünmüyorum. Bunun yanı sıra liberal eğitimdeki otorite figürlerinin sistemi kurgulama ve yürütme açısından yetkinlikleri de kafamda soru işaretleri bırakıyor. Özellikle de öğretmenin farkında olmadan düşünsel anlamda birtakım kemikleşmelere (fixation) yol açabileceği ve dolayısıyla bireylerin “özgür düşünenler” olmalarına ket vuracağı endişesini taşıyorum. Eski Yunandaki liberal eğitim felsefesini kendi içerisinde tutarlı buluyorum ama günümüzdeki liberal eğitim anlayışının – temel felsefesine sadıkmış gibi görünse de – tam olarak neyi savunduğu net değil diye düşünüyorum. Sanki biraz diğer eğitim akımlarının sınırlarına girip onlardan bir iki özelliği bünyesine katmaya çalışıyormuş gibi görünüyor, bu yüzden de liberal eğitim sistemini incelerken “antik dönem liberal eğitim sistemi” ve “neo-liberal eğitim sistemi” gibi ayrımlar yapıp ele alsak daha iyi olur diye düşünüyorum. [Doç. Dr. Fatma Mızıkacı: Liberalizm, Liberal Eğitim ve Liberal Arts Programı kavramlarını ayırt edici ve birleştirici bir şekilde yeniden düşünelim. Yukarıdaki analizine dayanarak Liberal Eğitim çerçevesinde şu soruya da bakalım: Liberal Eğitim anlayışına sahip öğretmenler yetiştirebilir miyiz? Nasıl?]



[1] Peters, R. S. (Ed.). (2005). Education and the Education of Teachers. Routledge.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder