Liberal Eğitim Programı (2) - Yazar: Alev Elmalı


Liberal eğitimde dilemmalar ve karmaşalar konusunu Peters'dan okuyunca açıkçası biraz akıl karıştırıcı bulmuştum. Sınıftaki herkesin liberal eğitim kavramını farklı anlaması belki de liberal eğitimin dilemmalarını da hepimizin farklı anlamasına yol açmıştı. Sınıfta öncelikle liberal eğitim kavramını tekrar özetlememizin son derece faydalı olduğunu düşünüyorum.

Liberal eğitimin üzerine düşündüğümüzde temellerinin Plato’ya kadar dayanması, insanın en değerli varlığının aklı olduğunu ve akıl ilkelerinin bilinmesi gerektiği unutulmamalıdır. ‘Principles of mind’ çözümlenmeli ve bu çözümlenme yapılırken felsefi düşünmeye ihtiyaç vardır. Bu aklın besini (food for thought) teorik bilgi, felsefi bilgi, ve tarih, fen bilimleri gibi alanlarda kendini bulmuş bilgidir. Ancak bu bilimleri öğrenerek aklı en üst düzeye çıkarabiliriz. Aklı geliştirirken ilgi ve merak aklın besinini geliştirirken konu alanlarına teşvik edecektir. Akıl, bilgi birikimi ve merak bir araya geldiğinde insan aklı en üst düzeye ulaşır. Liberal eğitimin dayandığı ilkelere göre bilgi araç değil amaçtır. Ancak bu anlayış ‘Hangi bilgi en değerlidir?’ sorusunu ortaya çıkarıyor. Köklerini Antik Yunan’dan alan insan aklını geliştiren bilgi en değerlidir anlayışı sorunun cevabı olarak ortaya çıkarıyor. Bu arayış da eğitim programı alanında akademik disiplinler yaklaşımı olarak kendini buluyor. Fen bilimleri alanındaki profesörlerin fen bilgisi derslerinin içeriğini belirlemesi gibi.

Liberal eğitimin en değerli bilgi arayışı, değersiz bilginin ne olduğu sorunsalını da ortaya çıkarmıştır. Bu eğitim anlayışı tıp, mühendislik gibi alanlardaki uygulamadaki bilgiyi değersiz bulur. Liberalizm için üç tür bilgi vardır: bilgi için bilgi (tarih, fen bilimleri gibi), uygulama için bilgi (tıp, mühendislik vb.), metafizik bilgi (politika, ahlak ve güzel sanatlar gibi). Okullara geldiğimizde ise bu anlayış mesleki bilginin değersiz bilgi olarak görülmesi olarak karşımıza çıkıyor. Bu durumda aslında günümüzdeki meslek liselerine bakışa da yansımış olabilir. Öğretmen rolüne bu anlayışın yansımasını düşündüğümüzde bu yaklaşım öğretmene nedensiz bir otorite sağlar. Konuya, alanlara bu kadar anlam yüklenilmesi sorgulayıcı beyni değil, daha dayatmacı bir yaklaşımı ortaya çıkarır. Öğretmen liberal eğitimi sınıfta uygularken bilgi taşıyıcısı olduğundan aslında amaç kişiyi özgürleştirmekken sorgulama sönüyor ve liberal eğitimin bir dilemması ortaya çıkıyor.

Amerika ve Türkiye’deki eğitimin genel amaçları karşılaştırıldığında iki ülkenin de amaçlarında bulunan ‘whole body’nin gerçekleştirilmesi anlayışı tam olarak liberal eğitimin yansıması demek yanlış olmaz.

Başka bir dilemma olarak bilgi kendi kendine insanı özgürleştirmez mi? sorusu ortaya çıkar. Liberal eğitimin iddiası entellektüellerin seçtiği bilgilerin insanı özgürleştirmesi. Esasında bu yaklaşım liberal eğitimin kendi içinde bir çelişkisi olmadığını gösterir. Ancak bize göre son derece çelişkili bir yaklaşım olduğu söylenebilir.

Eğitim programları uzmanları olarak bu alanın tamamen uygulamaya dayalı olması nedeniyle entelektüel gelişimin yanı sıra uygulamaya fayda sağlayan bilgiyi öğrenmeliyiz. Tek başına entelektüel bilgiyi öğrenmeyi tercih etmek mümkün değildir, ya da tek başına pratik bilgiyi öğrenmek mümkün değildir. Bilgiyi fayda için öğrenmeye başlayıp, ilgi ve merak yoluyla bilginin felsefesini öğrenebiliriz.

Geçen hafta tartıştığımız Schwab ve liberal eğitim ilişkisinde Schwab’ın işimize yarayan bilgi uygulamadan gelir anlayışı liberal eğitimdeki boşluğu yakalayıp oradan bir kuram oluşturduğu söylenebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder