İnovasyon ve Eğitim - Yazar: Okan Dede


Bu hafta Nurdan Hocamızla çok keyifli bir ders geçirdik diye düşünüyorum. Nurdan Hocamız dersi o kadar keyifli kıldı ki ders anlatışı ben de öğretmen olduğum için örnek oldu. Hocamız bu haftaki konuşmasında yaratıcılık ve inovasyondan bahsetti. 21. yüzyıl becerilerinin başında insanlığın varoluşundan bu yana önemini koruyan yaratıcı düşünme becerisi, ekonomik sistemlerin tetikleyicisi olarak da görülmektedir. Vvarolan ekonomik sistemi daha ileri taşıyabilecek anahtar etmen yaratıcılık olduğu için günümüzü “yaratıcılık çağı” olarak nitelendirebiliriz diye düşünüyorum. Yaratıcılık, yeni iş alanları ortaya çıkardığı, sosyal ve bireysel olarak güdüleyici olan inovasyonun çıkış noktası olduğu için ekonomik, toplumsal ve küresel çevrelerde de ödüllendirilmektedir.  Zaten yaratıcı düşünme kalkınmanın itici gücüdür. Buradaki kalkınma sadece ekonomik kalkınma olarak ele alınmaması gerektiğini belirttik derste. Aslında yaratıcılıkta bahsedilen kalkınmanın bir de insani boyutu vardır. Burada “Yaratıcı düşünme nedir?” bunu açıklamamız lazım. Yaratıcılık acaba faydalıkla ilgili midir? Mesela işkence yöntemleri veya atom bombası da bir yaratıcılık örneğidir. Yaratıcı düşünme fikirleri orijinal bir biçimde ortaya getirme veya beklenmeyen bileşimleri bir araya getirebilme yeteneğidir. Yaratıcı fikir geliştirebilmek için  bilgiye de ihtiyaç duyulur. Beyinlerde depoladığımız bilgi seviyesi arttıkça, ne yazık ki fikirler daha fazla tutsak edilir ve yaratıcılık seviyesi azalmaya başlar. Bu bağlamda insanoğlunun yaratıcılık seviyesi, ilk öğrenimle birlikte hızla gelişirken, üniversite eğitiminin başlaması ile birlikte gerilemeye başlar ve bir müddet sonra minimum seviyelere geri dönüşür. “Deneme ve Yanılma “ yöntemi artık icat üretmiyor. Bu nedenle bu yöntemi geliştirme çabaları da sonuç getirmiyor. Peki inovasyonla yaratıcı düşünme arasındaki fark nedir? Burada bu kavramları, kuramları tam anlamıyla bilmek çok önem kazanmaktadır. Aslında ülkemizde en fazla karıştırılan ve oldukça fazla kullanılmasına rağmen en az bilinen kavramlardan bir tanesi inovasyon. Çoğu kişinin icat veya yaratıcılık zannettiği inovasyon iki anlama da gelmiyor. Aslında inovasyon yaratıcılığın ticari ustalıkla birleşmesidir. Yani yeni fikirlerin bir yarara dönüşmesidir diyebiliriz. Eğitim programları açısından bu kavramlara bakacak olursak bu kavramların programlarda yer alması aslında son derece önemli fakat bu kavramların programlarda yer alması bunların uygulandığı anlamına gelmez. Yaratıcı süreç aslında emek ve sadakat ile ilgilidir. Yaratıcı ürünün aslında “mutluluk” gibi manevi bir yönü de vardır. İnovasyon ürününün ise maddi yönü vardır. 

İnovasyonu iki yönde inceleyebiliriz. Birincisine radikal ikincisine ise arttırımsal inovosyon diyebiliriz. Radikal inovasyon ilk yaratıdır, işlevseldir ve maddi manevi değerleri vardır. Arttırımsal inovasyonda ise ilk yaratının üzerine bir şeyler koymak gerekmektedir. Derste bu konudan bahsederken Köy Enstitüleri örneği dikkatimi çekti. Bu konudan bahsederken Köy Enstitülerine inovasyon atıfı yapılması bence eğitim açısından çok önemli.  Köy Enstitüleri, kafa ve bedeni birlikte çalıştıran, yurt kalkınmasını yürütecek köy çocuklarını iş ve kültürü birlikte yürütecek bir eğitim sistemi içinde yetiştirilmesi düşünülmüştür. Bunun için okulu dört duvar arasından çıkarmışlardı. Bu da aslında bir yenilik örneğidir diyebiliriz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder