İnovasyon ve Eğitim - Yazar: Alev Elmalı


Nurdan Kalaycı hocamızı misafir ettiğimiz bu derste 21. yüzyıl becerileri olarak tanımlanan özelliklerin başında gelen yaratıcılık ve inovasyon konularını tartıştık. İnovasyon kelimesinin yanlış algılanması, yaratıcılıkla bağlantısının iyi ve eğitimle ilişkisinin incelenmesinin önemli olduğunu düşünüyorum.
Derste inovasyon kavramının ve yaratıcı düşünmenin kuramsal boyutları ele alınarak bu konunun eğitimde nasıl yansıtılacağına ilişkin öneriler tartışılmıştı. Öncelikle kalkınmanın itici gücü insan olduğu ve bu eylemlerin de temelinin yaratıcı düşünme olduğu unutulmamalıdır. Peki ama yaratıcı düşünme nedir? Yaratıcı düşünmeyi ben daha önce düşünülmemiş şeylerin üzerine düşünme, yeni orjinali meydana getirme olarak anlıyorum. İnovasyon ise yeni fikirlerin değere dönüşmesi, yaratıcılığın ticari ustalıkla birleşmesidir. Yaratıcılığın gelişmesi içinse kuramın çok iyi bilinmesi gerekir, emek vermek, detaylıca etraflıca anlayıp değerlendirmek gerekir. Yaratıcılığın uzun zaman aldığı, bir fırtına gibi hareket ettiği, dinamikliği, gelgitlerinin olması ve sürekli emek vermekle gerçekleşmesi unutulmamalıdır. Üzerinde yeterince bilgi sahibi olmadığımız alanlarda yaratıcılığımızın gelişmesi zordur.

Yaratıcılığın eğitim programları ile ilişkisinin incelenmesi önemlidir. Bugün bizler eğer ülkemizde Elon Musk’lar yetiştiremiyorsak, teknolojiye ve sanayiye yeni ve orijinal fikirler katamıyorsak bu noktada eğitimle ilişkilerin incelenmesi gereklidir.  2004 yılına kadar programlarda yaratıcılık kavramı varken daha sonra yaratıcılık yerine yenilikçi düşünme kavramının kullanılması söz konusu olmuştur. TDK tarafından ise bu kavram yerine yenileşimin, Arman Kırım tarafından da ticat kelimesinin kullanıldığını öğrenmek şaşırtıcıydı.

Derste inovasyonun radikal inovasyon ve eklemleme inovayonu olmak üzere iki şekilde sınıflandırılabileceğinden bahsettik. Radikal inovasyon işlevsel olan ve ilk yaratılan bir buluşu ifade eder, eklemleme, arttırımsal ya da kaldıraçlama innovasyonu yaratılan şeyin üzerine bir şey ekleme, o buluşu genişletme özelliğini ifade eder. Eklemleme inovasyonunda yaratılan şeye yapılan iyileştirme ve geliştirmeler mevcuttur. Radikal inovasyon için köy enstitüleri, eklemleme inovasyonu için ise bir ilacın içerisindeki etken maddeyi değiştirip yeni bir ürünmüş gibi piyasaya sürmek, herkes için özel ilaç üretimi örnekleri verilmiştir.

İki ana grup inovasyon çeşidinin ‘ürün, hizmet, süreç, organizasyonel ve deneyim’ alanlarında olmak üzere 5 alt grubu vardır. Ürün alanında inovasyon kaşık şeklinde üretilen öksürük şurubu örneğiyle, hizmet inovasyon otobüs duraklarına yapılan kütüphaneler, yemeksepeti.com gibi hizmetler, süreç alanında inovasyon eğitim durumları ve değerlendirmede yapılan yenilikler, organizasyonel alanda inovasyon ise yeni çalışma ve iş yapma yöntemlerinin geliştirilmesi, deneyim alanında yapılan inovasyon ise kişinin kendisini özel hissetmesini sağlamayı amaçlamasıdır.

Yaratıcı düşünmenin eğitimle birleşmesi noktasında öncelikle öğretmenlerin bu alanda yeterliliği üzerine tartıştık. Teknoloji, değişen ihtiyaçlar, iş dünyasının beklentileri gün geçtikçe değişmekte ve buna bağlı olarak da lisans ve yüksek lisans programlarının bu değişime ayak uydurması için sürekli bir dönüşüm içerisinde olması gerekmektedir. Özellikle lisans ve yüksek lisans programlarında seçmeli ders sayısının arttırılması noktasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Alan derslerinin daha öğrenci merkezli hale getirilmesi, farklı fakültelerden ders alınması, kulüp çalışmalarının artırılması ve en önemlisi de bu değişimlere açık zihniyette öğretim elemanlarıyla işbirliği yapılması gereklidir.

Yaratıcı düşünen bireylerin yetiştirilmesi, eğitimin kalbi olan öğretmenlerin bu alanda eğitimleriyle başlar. Önce öğretmen eğitiminde yapılacak değişiklikler ile öğretmen adaylarının her yönden gelişebilecekleri ortamlar yaratılmalıdır. Nedeni, niçini irdelemeyen, kaynağına inilmeyen, kısaca doğru teşhis konulmayan hiçbir soruna çözüm üretilemez. Yaratıcı düşünmedeki eksikliğimizin kaynağı doğru anlaşılmalı ve geleceğimize de yön verecek bireylerin yetiştirilmesi için eğitimin, öğretmenin, eğitim programının rolü unutulmamalıdır.

Özellikle dersin başında zaman, sabır ve sadakat üzerine izlediğimiz Yetkin Dikinciler videosunu, Özdemir Asaf’ın ‘Damla ancak kendini tamamlayınca damlar.’ ifadesini son derece etkileyici bulduğumu söyleyebilirim. Ayrıca, Ankara üzerine konuştuğumuz, Ankara’nın bilim için son derece iyi bir yer olduğunu, bu coğrafyanın da bilime etkilerini çok anlamlı bulduğumu söyleyebilirim. Bu şehir gerçekten insanı eğitime, bilime itiyor. Denizle çevrili, bol yeşillikli, huzurlu bir şehirde yaşasaydık belki de bilim aşkına düşmemiz zor olacaktı J Nurdan hocamızdan hem eğitim anlamında hem de genel kültür anlamında öğreneceğimiz çok şey var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder