Pinar’in yeniden
kavramsallaştırma akımına göre programı öncelikle otobiyografik, sonar poitik,
psikoanalitik, estetik, tarihi vs. metin olarak ele alması çok değerli.
Programın “öğretilecek konuların listesi”ne indirgendiği anlayıştan
kurtulduğunu görüyoruz. Program bireyselleştirilmiştir; her bireyin kendisini
anladığı, kendisini tanımladığı, gerçekleştirdiği bir süreç olarak
görülmektedir. Pinar’a kadar program alanının “program geliştirmenin nasıl
olması, hedeflerin nasıl belirlenmesi gerektiği”ne odaklandığı, bu anlayışın da
Tylercı bakış açısını yansıttığı belirtildi derste. Bu noktada Tyler ile ilgili
kafam karıştı. Çünkü sürekli davranışçı olarak ifade edilen, takındığı
teknik-rasyonel anlayış ile bireyselliği göz ardı ettiği belirtilen Tyler,
hedeflerin belirlenmesinde felsefe, öğrenme psikolojisi, güncel yaşam ve
öğrenenler üzerine yapılan çalışma bulgularının dikkate alınması gerektiğini
savunur. Öğrenenler üzerinde yapılan çalışmalarda da dikkate alınan iki temel
nokta; öğrencilerin ilgileri ve ihtiyaçlarıdır. Ayrıca yine bir hedef kaynağı
olarak başvurulan öğrenme psikolojisi de öğrenme sürecinin doğasını, nasıl
gerçekleştiğini, ne tür mekanizmaların bu süreçte görev aldığını inceler. Bu
bağlamda çok teknik olduğunu düşündüğümüz Tyler’ın dersimizde daha
derinlemesine tartışılması gerektiğini ve sahip olduğumuz bu yanlış anlamadan
kurtulmamız gerektiğini düşünüyorum.
Nasıl ki eğitim
sistemlerini değerlendirirken “davranışçı mı?” yoksa “yapılandırmacı mı?”
şeklinde temel olarak ikiye ayırıp inceliyoruz, benimsenen eğitim programı
anlayışını da “curriculum mı?, currere mi?” şeklinde ele alıp değerlendirebiliriz.
İkisi de birbirinden farklı bakış açılarını, eğitim felsefelerini
yansıtmaktadır. Geçen sene aldığımız Eğitim Programlarında İdeoloji ve Felsefe
dersinde de tartıştığımız bu iki kavramı, bu dönemli dersimizden sonra daha iyi
anladım. Bunun farkına varmamı da özellikle yazdığımız bu akademik günlükler
sağladı. Geçen seneki derste tuttuğum notlarla bu seneki notlarımı
karşılaştırdım. Pinar’ın method olarak ele aldığı, bireyin otobiyografik olarak
kendini çözümlediği bir süreç olarak belirttiği currere’nin dört aşamasına
geçen sene pek dikkat etmemişim. Curriculum ile currere arasındaki temel fark
olarak koşmak anlamına gelen currere’de birey etken ve öznelken, koşu yolu
anlamına gelen diğerinde özneldir. Bu bağlamda tam da Pinar’ın currere
yönteminde belirttiği gibi geçmiş öğrenmelerimle bugünümü kıyaslamaya ve
kendimi anlayarak otobiyografimi yazmaya çalıştım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder